Christopher Nolan’ın ‘Oppenheimer’ı Oscar Ödül Gecesi’ne damga vurdu desek yalan olmaz… Ancak, gerçek hikayenin çok acı damga vurduğu kurbanları hala yaşam mücadelesi veriyor…
Dünyaca ünlü yönetmen Nolan, Julius Robert Oppenheimer’ın hayatını anlattığı filmde ilk atom bombası test alanını uçsuz bucaksız, ıssız bir çöl alanı olarak gösteriyor. Ancak, Trinity denemesinin yapıldığı noktanın 80 kilometrelik yarıçapı içinde yaşayan Wesley Burris ve ailesi, bu denemenin kurbanı olan binlerce kişiden biriydi…
Dünyanın ilk atom bombası evinin kapısının sadece 40 kilometre uzağında patladığında o zaman 4 yaşında olan Burris yatağında derin bir uykudaydı. Patlamanın muazzam gücü evin pencerelerini parçalayıp erkek kardeşinin ve kendisinin üzerine yağmadan önce New Mexico çölündeki evi kör edici bir ışık doldurdu. Burris, “O kadar parlaktı ki göremiyordum” diye anımsıyor ve ekliyor:
“’Baba ne oldu?’ diye sorduğumu hatırlıyorum. Güneş mi patladı?”
DÜNYA BİR GERÇEĞİ ÖĞRENDİ AMA TÜM ÇIPLAKLIĞI İLE DEĞİL…
16 Temmuz 1945 sabahı 5:30’da yaşanan olay artık milyonlarca kişi tarafından Oscar ödüllü Oppenheimer filminde dramatik bir şekilde yeniden canlandırılmasıyla öğrenildi. Ancak gerçekler, beyaz perdedeki gibi bir ‘görsel şölen’ hiç değil… O gün yaşananlar, şu anda 83 yaşında olan ve o tarihi sabah bir grup bilim insanı ve askeri şeflerin toplandığı gizli üsten sadece birkaç mil uzakta yaşayan Burris’in gerçek anısında çok önemli bir yer tutuyor.
Çünkü filmde boş bir çöl olarak sunulan test alanı Burris ve ailesi gibi orada yaşayan binlerce kişinin eviydi… Ve tüm komşuları gibi o ve ailesi de neler olup bittiğine ya da mantar şeklindeki dev bir bulutun neden gökyüzünde yayıldığına dair hiçbir fikri yoktu.
“Korkmadık, çünkü bizi orada, o anda öldürmedi. Ne olduğu hakkında hiçbir fikrimiz yoktu.”
TRINITY’NİN SEBEP OLDUĞU KANSER GERÇEĞİ
Seksen yıl ileri sardığımızda Burris, radyoaktif materyali 15 bin m (50 bin feet) yüksekliğe gönderen patlamanın gerçek ölümcüllüğünün ziyadesiyle farkında….
Test, bilim insanlarının uyarılarına rağmen fırtınaların ortasında, Sovyetlerle yapılacak 2. Dünya Savaşı’ndaki önemli zirve için bombayı hazırlama yarışında gerçekleştirildi. Sağanak yağmurlar zehirli kalıntıları doğrudan aşağıya taşıyarak çöl tozuna, su kaynaklarına ve besin zincirine taşıdı.
Burris erkek kardeşini kanserden kaybetti. Diğer kız kardeşi ve kızı da kanser oldu. Kendisi ise geleneksel Kızılderili tıbbıyla tedavi etmeye çalıştığı cilt kanserine yakalandı.
Bütün bunlara rağmen, Trinity testinden kaynaklanan radyasyondan etkilenen hiçbir Yeni Meksikalı, bir kuruş tazminat alamadı. Tularosa Basin Downwinders Consortium (Tularosa Havzası Rüzgaraltılar Konsorsiyumu)nu yöneten, ve kanseri atlatan Tina Cordova, adalet çağrısında bulunarak “Biz kobay fareleri gibiydik. Fareleri bile arada kontrol ederler ama bizim nasıl olduğumuza bakmaya kimse gelmedi” diyor.
GERÇEKLER GÖSTERİLMEDİ
Cordova gibi aktivistler için, Christopher Nolan’ın Oppenheimer’ı en azından Trinity testi konseptini dünya çapında milyonlarca insana tanıttı ama “gerçeği tüm çıplaklığı ile gösterme konusunda yeterince ileri gitmedi”
Film, 10 Mart’ta En İyi Film de dahil olmak üzere birçok Oscar’ın sahibi oldu. Cordova, “Akademi Ödülleri sırasında herhangi birinin ‘New Mexico halkının fedakarlığını ve acılarını takdir etmek istiyorum’ demesi dikkate değer olmaz mıydı?. Filmi çekerken bizi biliyorlardı; ama yine de bizi görmezden gelmeyi seçtiler.” diyor… Aslında dünyaca ünlü yönetmen Nolan’a da dolaylı yoldan sitem ediyor…
‘BİR SÜRÜ YALAN’
Burris, Oppenheimer filminden hiç etkilenmemişti:
“Evet gördüm ama o film bir sürü yalandan ibaret… Burada kaç kişi öldü? Bu konuda hiçbir şey söylemediler.”
Trinity testi sonrası Burris’in ailesine, tıpkı civarda yaşayan diğer ailelere söylendiği gibi gerçek gizlenerek “bir mühimmat patlamasının meydana geldiği” açıklandı. Ama Burris o gün civarda dürbünlü adamların, kamyonlardan olup biteni izleyenlerin olduğunu hatırlıyor. Birkaç yıl sonra evin yakınında beyaz takım elbiseli ve maskeli başka bir grup adam belirdiğini, yanlarına yaklaşıp neden yerde çukur kazıp örnek topladıklarını sorduğunu anımsıyor..
Aldığı yanıt “Buradan uzaklaşın, yoksa ölebilirsiniz”
Bunun üzerine henüz çocuk olan Burris’in verdiği tepki ise şu olmuş:
“Nereye gideceğim? Bizim evimiz burada…”
NEW MEXICO’NUN SUÇU NE
Ailesinde 1945’ten bu yana kanser teşhisi konulan beş nesilden biri olan Cordova ise filmin başarısıyla gündemde üst sıraya taşınmanın bir fırsat olabileceğini düşünüyor, ABD Kongresi üzerinde kendi eyaletine tazminat ödenmesi yönünde baskı oluşacağını umuyor. Mevcut ‘Radyasyona Maruz Kalma Tazminatı Yasası’, daha sonra Nevada, Utah ve Arizona’da nükleer testlerin yapıldığı alanların yakınında yaşayanları destekliyor. Ancak zaman geçiyor, onun da süresi haziran ayında doluyor.
Geçen yıl ABD Senatosu tarafından onaylanan, kapsamını ilk atom patlamasına maruz kalanları da kapsayacak şekilde genişletme teklifi, maliyetine ilişkin endişeler nedeniyle Temsilciler Meclisi tarafından Aralık 2023’te büyük bir savunma yasa tasarısından çıkarıldı.
Cordova, filmde atom bombası yüzünden Japonya’da yaşayan insanların nasıl acı çektiğine değinilirken New Mexico’nun konu dışında bırakıldığını vurguluyor.
AYNI YERİN YENİ SAKİNLERİ İLGİDEN MEMNUN
Bilim insanlarının denemeyi gerçekleştirdiği New Mexico’daki Los Alamos kasabasında şu an yaşayanlar ise filmin ekonomilerine sağladığı katkı nedeniyle memnun.
Annesi ve babası bilim insanı olan Todd Nickols, “Babam nükleer fizikçi annem ise genetikçiydi; bizim için burası büyümek için çok güzel bir yerdi. Bilim ve teknolojiden ötürü gurur duyuyoruz. Kesinlikle atom bombasının yol açtığı ölümleri görkemli bir şekilde anmıyoruz; korkunç bir durumdu. Ancak II. Dünya Savaşı da korkunçtu” diyor.
Oppenheimer’ın bir heykelinin bulunduğu kasabada isminin yollara verildiği ve hediyeliklerinin satıldığı bile görülüyor. Film sayesinde kasabaya turistik bir akın yaşandığı aktarılıyor.
OPPENHEIMER FİLMİNİN KONUSU
Inception, Interstellar, Memento ve daha pek çok filmin yönetmeni Christopher Nolan’ın Amerikalı nükleer fizikçi Robert Oppenheimer’ı konu alan ve uzun zamandır merakla beklenen filmi Oppenheimer, 21 Temmuz’da vizyona girdi.
Yönetmen Nolan, J. R. Oppenheimer’ı ‘’ Şimdiye kadar yaşamış en önemli insan ‘’ olarak tanımlıyor ve bir röportajında ‘’ Atom enerjisini ortaya çıkararak bize daha önce hiç sahip olmadığımız, kendi kendimizi yok etme gücünü verdi. Bu da insanlığın denklemini değiştirdi. Oppenheimer’ın hayat hikâyesinden ve Manhattan Projesi’ndeki yerinden daha dramatik bir öykü bilmiyorum. ‘’ ifadelerini kullandı. Kai Bird ile Martin J. Sherwin imzalı ‘Amerikalı Prometheus’ kitabından uyarlanan film, fizikçi J. Robert Oppenheimer’ı ve atom bombasının geliştirilme sürecini konu alıyor.
Film daha ilk fragmanının yayımlanmasıyla beraber hakkında pek çok tartışmaya yol açtı.
OPPENHEIMER OYUNCU KADROSU
Peaky Blinders dizisiyle büyük beğeni toplayan Cillian Murphy, J. Robert Oppenheimer’ı canlandırıyor. Eşi Katherine Oppenheimer’ı da Emily Blunt canlandırıyor. Matt Damon, Robert Downey, Florence Pugh, Gary Oldman, Rami Malek, Benny Safdie, Josh Hartnett ve daha pek çok ünlü isim filmde yer alıyor.
Filmlerdeki görsel ve anlatım gücüyle tanınan yönetmen Nolan’ın yeni filminde de izleyicileri dram yönünden güçlü, görsel şölen niteliğinde ve ince detaylarla zenginleştirilmiş bir olay örgüsü olarak sunulan film netice itibariyle gişede hasılat rekoru kırdı, 13 Oscar adaylığı sonrası “En İyi Film” dahil 7 ödül kazandı.
Gözde S. Kadıoğlu